Ailevi Akdeniz ateşi, tekrarlayan ateş, karın, akciğer ve eklemlerde inflamasyona (yangıya) bağlı ağrıyla seyreden iltihabi bir hastalıktır. FMF, genetik olarak otozomal resesif geçişli bir hastalıktır. Bunun anlamı, hastalık geni taşıyan anne veya babanın, çocuklarından ¼’inde (%25’inde) hastalık gelişmesidir.
Ailesel Akdeniz Ateşi Belirtileri
Ailesel Akdeniz Ateşi’nin ilk belirtileri genellikle çocukluk çağında başlar. Hastalık genellikle 2-3 gün süren ataklarla seyreder. Hastaların %90’nında 20 yaşından önce FMF tanısı konur. Ataklara neden olan bulgular FMF hastalığına spesifik şikayetler olmadığı için ilk başta hastalık tanısı koymak zordur. FMF için tipik olan klinik bulgular ve belirtiler:
- Ani başlayan ateş (37,8-40 derece),
- Karın ağrısı,
- Tekrarlayıcı göğüs ağrısı,
- Eklemlerde ağrı ve şişlik,
- Diyareyi izleyen kabızlık (çocuklarda genellikle sadece diyare gözlenir)
- Bacaklarda ürtikere benzeyen kırmızı renkli kabartı ve döküntü,
- Kas ağrısı,
- Hassas ve ağrılı skrotum,
Hastalarda gözlenen ataklar düzensiz aralıklarla tekrarlama gösterir. Bununla birlikte bazı kişilerde egzersiz ve stres atakların başlanmasına neden olabilmektedir. Ataklar arasında hastaların şikayetlerinin bulunmadığı zaman dilimleri 1 haftadan 1 aya kadar değişebilmektedir.
FMF’ in Risk Faktörleri
Bu hastalık zamanla vücudumuzda çeşitli organlarda protein yapısında bir madde olan amiloidin birikmesine yol açar. Bu madde organların fonksiyonlarını yerine getirmesine engel olur. Vücudumuzdaki damarlara zarar verir. Bu da ciddi hastalıklara sebep olur. Bu hastalıklardan sıklıkla görüleni kronik (müzmin) böbrek yetmezliğidir. Böbrek gibi hayati önemi olan bir organın işlev yapamaması hayati tehlike oluşturan bir durumdur.
Ailesel Akdeniz Ateşi Olan Hastalara Beslenme Önerileri
Akdeniz ateşi hastalığı bağırsaklarda, midede, hasarlar oluşturduğu için, asitli, gazlı, yiyecekler ve içeceklerde ağrıyı tetiklemektedir. Örneğin, Kuru fasulye, Nohut, yeşil mercimek, börülce ve benzeri baklagiller etin kavrulmuş, kızartılmış şekli gibi ağır kızartmalar, lahana, brokoli, pırasa ve çiğ yenen soğan gibi sebzeler ağrılar sırasında sık veya fazla yenildiğinde ağrıların artmasına sebep olabilir. Tabi bu yiyecekleri hiç yemeyin denilemez. Çünkü lifli gıdalardan uzak kalınması da doğru değildir. Ağrılar sırasında tüketilmemesi hastaya göre daha uygundur. Bu durum hastaya göre de değişeceğinden hasta kendisine dokunanlardan sakınabilir veya daha az ve seyrek tüketebilir. Ayrıca, ekşi içecekler, gazlı içecekler, örneğin kola, gazoz, meyveli soda, bazı meyve suları gibi içeceklerden uzak durulması faydalıdır. Soğuk ve fazla içilen sütünde hastaya göre ishal veya kabızlık yaptığı karın ağrılarını tetiklediği bilinmektedir.